Kayıtlar

Aralık, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeni Yıl

Resim
Yarın yeni yıl.. Evlerimiz derli toplu,ağaçlar kurulmuş bütün aile yada sevdiklerimizle beraberiz. Hepimizde genel bir inanış var. Yeni yıla nasıl girersen öyle geçer diye. Tabi karamsar insanlarda var aramızda pek inancı olmayan böyle şeylere ancak onlarda içten içe aynı şeyi dilediklerinden eminim.Sadece dışarı yansıtışları farklı.Yoksa söyler misiniz? Kim yeni yılla beraber hayatının değişmesini mutlu ve daha iyi olmayı istemez ki? Hepimizde ayrı umutlar ayrı istekler içimizi doldduran düşünceler var.Ama hiç düşündünüz mü neden diye? Bence bunun placebo etkisiyle bir alakası var.Öncelike placebo etkisi nedir dersek.İlaç aldığımız anda kendimizi daha iyi hissederiz.İlaç niyetine bilmeden şekerde yutsak yine kendimizi daha iyi hissederiz. Hatta bazen iyileşiriz bile.Bunun sebebi inancımız vucudumuzun inanılmaz bir sistemi var.Ve aynı zamanda hayatımızı yönlendirme şeklininde. İşte tam olarak bu yüzden yeni yıl hepimiz için önemli. Çünkü yeni yılda iyi olcağına inanıyoruz. Geçmişi deft

Kuramlardan biri (bilişsel psikoloji cognitive )

Resim
Kurucuları Gestalt Psikolojisinden etkilenmiştir.Temsilcisi Jean Piaget'dir ancak zihinsel süreçlerin araştırmasını ilk düşünen Hermann Ebbinghaustur. Ebbinghaus öğrenme ve hatırlama üzerine çalışmalar yapmıştır.Bilişsel psikoloji düşünme, hissetme, öğrenme, anımsama, karar verme, dil, problem çözme ve yargılama gibi zihinsel süreçleri üzerine araştırır.Bilgiyi öğrenme ve bilinçli duruma getirme sürecindeki davranış ve etkileri üzerine konuları vardır. İki bölüme ayrılır. Bir zihinsel süreçleri inceleyen akıl yürütmeyi amaçlayan bir de gelişim psikolojisi dahilinde doğumdan ölüme kadar ki zihinsel süreçleri araştıran bi bölümü vardır.Bu kurama göre bazı durumların özümsenebilmesi için yeterli olgunluğa(maturation) erişilmesi gerekmektedir. yani zihinsel süreçlerinin tamamlanması gerekmektedir.Algı öğrenme bellek bu kuramın dahilindedir.Böylelikle zihin yapısı sayesinde dünyayı tanıma ve algılama şekilleri öğrenebilinecektir. Sinir sistemindeki beyinde işlediğimiz gibi telencephalon

Psikolojimizin temeli; Sinir Sistemi ( Bölüm 2)

Resim
Önceki bölümde sinir sistemimizi oluşturan hücreleri görmüştük şimdi ise çevresel ve merkezi sinir sistemimizi detaylı olarak inceliyicez. Çevresel sinir sistemi( Peripheral Nervous System PNS) ikiye ayrılmaktadır. Somatik ve Otonom sinir sistemi olarak. Somatik sinir sistemi; bizim istemli olarak yaptığımız hareketleri kapsar. Kolumuzu kaldırmak, yürümek vs. Kas hareketleri. Bilerek ve isteyerek bilinçli yapılan davranışlar. Otonom sinir sistemi ise ; adı üstünde otomatik olarak işleyenlere denir.Kalbinizin atması beyninizin midenizin çalışması böbreklerinizin kısacası iç organlarınızın işlemesi otonom sinir sistemine bağlıdır. İç organlar genelde otonom olarak çalışır. Otonom sinir sistemide ikiye ayrılır. Sempatik sinirler ve parasempatik sinirler olarak. Sempatik sinirler;(Arousal) Gerilimli anlarda etkilidir. Uyanışı ayarlayanlardan biridir Parasempatik ise; tersi (Relaxation) Dinlenme rahatlama sırasında kullanılan sinirlerdir.uykunun gelmesi gibi. Merkezi Sinir Sis

Psikolojimizin temel ögesi; Sinir Sistemi (Bölüm 1 )

Resim
Sinir Sistemi Bölüm 1'de genel olarak sinir sistemini tanıyıp, hücrelerden ve iletimlerden bahsedicez. Sinir sistemi Nedir? Vucudumuzun elektrokimyasal iletişim ağına sinir sistemi denir. Hormonlar ve nöronal iletişim ağları sayesinde hareket edip düşünmemizi kısacası bütün yaşamsal faaliyetlerimizi gerçekleştirmemizi sağlar. Bunu araştıran bilime neuroscience araştıran kişiye ise Neuroscientist denir. 4 karakteristik özelliği sinir sistemimizin davranışlarımızı kontrol etmesine izin verir. -Complexity ( Karmaşıklık ) -integration (Entegrasyon, birleştirme, bütünleştirme ) -Adapttability (Uyumluluk) *Esnekliği (algılayış,kavrayış,yapı) sayesinde (Plasticity) - Electrochemical transmission (Elektrokimyasal iletişim)   Sinir sistemi düşünemez. Ancak iletim ve refleks hareketlerini gerçekleştirebilir.Ani karar mekanizması da sinir sistemine aittir.  Diğer bütün görevler beyine aittir.Süngerler dışında bütün çok hücreli canlıların sinir sistemi vardır. Sinir sist

Kuramlardan biri(İşlevselcilik-fonksiyonalizm)

Resim
Kurucusu William James'tir. James B. Angell ve John Dewey gibi Amerikan filozofları ve eğitimcileri gibi bir çok kişide gelişmesine destek olmuştur akımın. -Yapılsacılara tepki olarak ortaya çıktılar Onlara göre bilincin yapısı önemli değildir. Önemli olan ne için hangi amaç için olduğunu bilmektir. -  Yani bilincin ve davranışın çevreye adaptasyondaki amacı esas olmalıdır diye inanmaktadırlar. Bunun başlangıcı ise Charles Darwinin Güçlü olan değil En iyi adapte olabilen yaşar araştırmasıyla başlamıştır. - Bilinç incelenmelidir yapısalcılardaki gibi ama bu yeterli değildir onun yanı sıra çevresel koşullardaki öğrenme sürecini duyumlarınıda öğrenmek gerekmektedir. -Yöntemleri iç gözlem ve gözlem dir. - Tanımlıcak olursak işlevselciliği çevreye uyum süreci diyebiliriz. - Eylem ve yararlanma odaklıdır. En iyi ne fayda sağlıyorsa çevreye uyumda hangi davranış düşünce onu geliştirme hedeflendmiştir bu yüzden algılarımız düşüncelerimiz ve öğrenme süreçlerimize büyük önem verilmiş

Van Gogh

Resim
Madem arada sanattan bahsedicez bu psikoloji bloğunda Van Gogh'tan bahsetmemek olmaz. Hayatının genelini fakirlik aşk acısı çekerek ve akıl hastanesinde geçirerek yaptığı resimlerle yaşamıştır. Birazdan bahsediceğim resmi yapmadan bir yıl önceyse arkadaşıyla kavga ettiği için kontrol edemeyip kendi sağ kulağını kesmiştir. Anlıcağınız akli dengesi ruh hali de pek normal değildir bu resmide zaten hastanede yapmıştır. Resime Van Gogh sarısını kazandıran adam.. Resmin adı Starry Night. Gayet güzel duygular uyandıran bi resim gibi aslında ama resim deyip geçmemek lazım çünkü sanatçı hakkında bir çok bilgi verebilir. ''And he dreamed yet another dream, and told it his brethren, and said, Behold, I have dreamed a dream more; and, behold, the sun and the moon and the eleven stars made obeisance to me." Gökyüzüne baktığımızda onbir tane yıldız

Bellek dediğimiz nedir ?

Resim
Belleğimiz üç aşamadan geçer. Bunlara  Kodlama&Kaydetme  Depolama  Geri çağrılma hatırlatma denir. Ayrıca hafızamız 3 sınıfa ayrılır. Duyusal, Kısa süreli, Uzun süreli Duyusal Hafıza ; - Nesneye baktıktan sonra ne olduğunun algılanması ezberlenmesi örnektir. - Çok çabuk unutulur. -Araştırmalara göre akılda tutma kapasitesi 12 adettir. Kısa Süreli Hafıza; - Duyusal hafızayla elde edilen bilgilerin bir kısmı kısa süreli hafızaya iletilir. - Akustik işitsel hatırlaması vardır. Örnek FOGTOGMOG -Araştırmalara göre nesneleri akılda tutma kapasitesi 7+- 2 dir. - Duyusal hafızadan sonra çabuk unutan hafıza türüdür. -Dorsalateral prefrontal cortex& parietal lobe a bağlıdır. Uzun Süreli Hafıza; - Kısa ve duyusal hafızanın tersine bilgiler çokça ve uzun süre hatta hayat boyu saklanabilir. - Anlamsal (semantik) ezberler. - Beynin her bölgesine yayılmış biçimdedir. - Hippocampus sayesinde bilgiler kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya aktarılır. Haf

Ne izlesem için 13 film

Resim
1) Black Swan Baskı, Stresin kişide yarattığı etkileri, mükemmeliyetçiliği, saplantı ve halüsinasyonları güzel yansıtan bir film. 2)Fight Club Kişilik Bölünmesi temalı. 3) The Skin I Live in  PTSD gibi bir çok konuyu tek filmde ele alan etkileyici psikolojik filmlerden. 4) Girl Interrupted Sinir Hastalıkları Hastanesinde geçen bir film. 5) Beatiful Mind Paranoya Şizofreni 6) Donnie Darko Şizofreni 7) An Alfred Hitchcock' Film ' Marnie' Psikanaliz işlenmiş ayrıca krimonlojinin psikoloji üzerindeki etkisi hakkında bir film. 8) Dangerous Methods Freud ve Carl Gustav Jung hayatını anlatan bir film. 9) As Good As It Gets OKB hastası adamın hikayesi (dysfunctional) 10)One Flew Over the Cuckoo's Nest Sinir Hastalıkları hastanesinde geçen bir film daha. 11)American Beauty 12) Dr Jeckll Mr Hyde Kişilik Bölünmesi 13)Beyza'nın Kadınları Çoklu kişilik Bozukluğu                                                   

Kuramlardan biri (Psikanaliz)

Resim
Gelelim şu dünyaca meşhur Sigmund Freud ve akımı Psikoanalize. Bu kuramın dediğine göre insan içsel olarak kötüdür ve temel içgüdülerinde seks(Sexuality) ve şiddet (Agression)  yatar diyor. Bu nedenden dolayı da çok büyük tepkiler almış ve gerek eleştirel olarak gerek ilgi çekici olarak toplumda yerini almıştır. Tabi günümüzdeki modern psikanalistler bu durumun biraz daha farklı olduğundan bahsetselerde. Kuramın ilk çıkışı bu şekilde olmuştur. Psikanalizin önemli öncüleri Freud ardından Carl gustav jung, Alfred Adler. Bu psikologlar kendi danışanlarını inceleyip klinik bilgilerinden vaka çalışmalarından (Case Studies) yola çıkarak Psikanalizi oluşturmuşlardır. Bilimsel bir geçerliliği yoktur. Psikanalize göre kişiliğimize en büyük etken bilinçaltıdır burda bastırılmış haberdar olmadığımız içgüdüler dürtülerimiz duygularımız düşüncelerimiz isteklerimiz arzularımız bulunmaktadır. Toplum tarafından hoş karşılanmayan davranışlar genellikle bilinçaltına itilirler. Ve orda kaybolup

Kuramlardan biri (Yapısalcılık)

Resim
Yapısalcılık daha önceden de anlattığım gibi Almanya'nın leipzig kentinde Wilhem Wundt'un ilk kez psikoloji laborotuarı açmasıyla hem deneysel psikolojiyi başlatmış hemde psikolojiyi bilim dalına geçirerek psikolojinin babası olmuştur. -  İnsan davranışlarını laboratuar ortamında kontrollü koşullar altında gözlemleyip incelemelere başlamışlardır. - Yapısalcılığa göre insan zihni çeşitli bilinç ögelerine ayrılır. Amaç ise bu bilinç ögelerini birleştirmek ve çözmektir. - Yapısalcılık;evrendeki her şeyin özünde keşfedilebilir, sayılara, denklemlere ve formel teorilere indirgenebilir olduğu inancı şeklinde genel bir tanım verilebilir - Ne Nasıl Niçin sorularına cevaplar aranır. Burdada detaylı ingilizce anlatımı bulunmaktadır. Ancak derslerde bu kurama o kadar önem verilmez daha çok Wilhem Wundt Psikolojinin kurucu babası olduğundan önem taşıyor.

Açısı farklı sanat

Resim
Bugün için seçtiğim ressam Esao Andrews sürreal akımın etkisinde  yaratıcı ve psikolojik olarak incelemeye çok müsait resimleri olan bir arkadaşımız. Resmimiz böyle bisiklet süren bir ağaç etrafında kuşlar uçuşuyor.Sizde nasıl bir duygu uyandırdı bilemem ama ben beğendim. Nasıl bir ruh halinde sizce?  bana hiçbirşey kalıcı değilmiş öyleki ağaçlar bile gidebilir dermiş gibi geliyor.Kuşlar göç etmenin ifadesi olarak ağaçla birlikte gidiyorlar.Ağaçta onlarla beraber göç ediyor. yapraklar sararmış demekki sonbahar yaklaşıyor ve ağaç yapraklarını dökmemek için köklerinden kurtulup bulunduğu yeri terk ediyor. Ağacın iç tarafına bakarsak masmavi yani içi ferah ama hüzünlü bu durumdan dışarısıysa bulutlu kararmış. Tekerlekse genelde kutsal olan güneşle yaşam veren güçle sembolize edilir. Dolayısıyla burda 'hiçbirşeye bağlanmamak gerek çünkü kalıcı değildir. herşey değişir sonbahar kapınıza dayansada siz köklerinizi koparın ve bahar size gelmiyorsa siz bahara gidin' tarzında bir mes

Meraklısına psikolojiye dair..

Resim
Hiç düşündünüz mü bilmem ama ben küçükken çok düşünürdüm mavinin adı neden mavi cumartesiye neden cumartesi demişler vs diye biz her ne kadar büyüsekte çocuk merakımız hiç bitmiyor ve her merak bir bilgidir düşüncesiyle başlangıcı psikoloji adının anlamıyla bu sıcak romantik mitolojik öyküyü anlatmakla başlıyayım.     Çok eskiden bir kralla üç kızı yaşarmış.Üç kızı da birbirinden güzelmiş ancak Psyche nin güzelliği anlatlmakla bitmezmiş.Öyle ki denilenlere göre Afrodit bile yanında sönük kalırmış. Doğal olarak Tanrıça afrodit nasıl olurda bir ölümlü benden daha güzel olur deyip sinirlenmiş. Ve biricik oğlu eros (cupid) e gidip psycheyi şimdiye kadar dünyada olabilcek en çirkin varlığa aşık etmesini emretmiş. Erosta kabul etmiş ve tam okunu fırlatıp psycheyi başkasına aşık edicekken kendisi tutulmuş ona. Ardından eros bu ümitsiz aşk için ne yapcağına dair gidip apollona başvurmuş ve bir oyun ayarlamışlar. Apallonun rahipleri psychenin ailesine onu yılana vermeleri gerektiğini kayalı

21 Aralık 2012 ve Söylenti

Resim
Ah şu sevgili mayalar kıyametimizi getiriyorlardı nerdiyese.. Bütün dünyada salgın gibi yayıldı ve bu konu konuşuldu 21 aralık 2012 de ne olucak. Kimileri dedi meteor çarpcak kimi dedi güneş patlamaları olucak kimi dedi yeni bir başlangıç olucak. Biz alışkınız her dönem muhakkak birileri kıyameti koparıyor. Ama neden ve bu kadar yayılmasının sebebi ne? dedikodunun insan hayatı üzerindeki etkisine değinmek istiyorum. ilgi çekici olan insanlara neden diye sorduğumuzda 21 aralık hakkında çünkü herkes öyle diyor haberlerde gördüm gibi cevaplar veriyorlar..inanmayanlar bile hakkında espiriler yaparak konuşmaya devam etti.sonuçta; bilinmeyen bir durum gizemli merak konusu ve aynı zamanda ürkütücü.Böylelikle ekmeğine tereyağ sürülüyor yayılmanın.Bu nedenden dolayı kıyamet pazarı diye yeni bir ticaret pazarı bile oluştu.traji komedi. Ayrıca sürekli televizyonda radyoda gazetelerde Bir şirincedir aldı başını gidiyordu. Ordaki insanlara Neden gittiklerini sorduğumuzda ortamı görmek istedik mera

Nefes alırken bile

Resim
Arada bilimsel konuların paylaşımı yapıcak olsam da yinede güncel konulardan komik ve kültürel mevzulardan da bahsetmek istiyorum. Öncelikle herkes de varolan genel bir yanılgıdan bahsedicem. Sanıyorlar ki psikoloji okumak yada psikolog olmak çok kolay ve tamamiyle sinirsel yada ruhsal bozukluğu olan durumları araştırmakla ilgilidir.Psikolojik rahatsızlık uzmanı oluyorsun.Gidip klinik açıp insanları dinliyorsun. Hatta tek yaptığımız şeyde evet haklısın seni anlıyorum deyip işin bitiyor sanıyorlar.Bu tamamiyle yanlış bir düşünce çünkü  psikoloji kalbimiz attığı nefes aldığımız her dakika boyunca bizimle birlikte aslında yani psikolojik rahatsızlık kısmı buz dağının sadece görünen kısmı onun dışında sinir sistemi beyin, duyu organlarımız uyku şekillerimiz konuşma tarzlarımız sosyal çevreler müzik resim renk gibi daha aklıma gelmeyen bir çok konuyuda kapsıyor bu bilim üstelik sadece insanlar içinde geçerli değil; ürettilen herşey psikolojimizin bir aynası gerek zevkten olsun gerek ihtiya

Hoşgeldiniz

Resim
Öncelikle herkese merhabalar!! Arkadaşlar bu bloğu açmamdaki sebep psikolojinin gelecekte yayılması ve hakkında bu kadar az blog bulunması nedeniyledir. Bu blogtaki amacım psikolojide öğrenilen kavramları araştırıp incelemek ve üzerinde düşündüğüm bazı konuları sizinle paylaşıp yayılmasını sağlamak. Umarım şuanda yazdıklarımı birileri okuyodur ve boşa gitmiyodur =) Öncelikle bu blogta temel olarak ele alacağım bir konu varsa oda neden her zaman insan davranışını ele alırken tek bir akım seçmek gerektiği? Psikoanalistler, Bilişseller, hümanistler, davranışsallar,sosyal psikologlar vs.. Aslında insanların bütün bu kavramların bir karışımı olduğunu anlamamız gerek . Dolayısıyla insanların varoluşunda davranışlarının temelinde hem bilinçaltı, hem çevre, hem genetik kısacası bütün kavramlardan etkileşimler vardır. Bu arada elimden geldiğince bütün kavramları incelerken hepsini elekten geçirip tek bir çizgi haline getirmeye çalışıcam. Umarım ilginizi çeker. Şimdi çalışmalara başlıyorumm..